SÖYLEŞİ: Aslı Kemal Gürbey
Ahmet Kaşıkçı'nın yirmi dokuzuncu kitabı olan "Avcı Mehmet (Yedi Yaşında Bir Osmanlı Padişahı)" isimli öykü kitabı bu hafta Kalan Yayınları'ndan çıktı. Ahmet Kaşıkçı ile kitap hakkında söyleşi yaptık. Buyurun söyleşimize...
Merhaba Ahmet Bey. Yeni eseriniz hayırlı olsun. Öncelikle sizi okurlarımıza tanıtarak başlamak istiyorum. Ahmet Kaşıkçı kimdir?
Ahmet Kaşıkçı, 6 Mart 1946 yılında Gelibolu'da doğdu. İlk ve orta tahsilini burada tamamladı. 1963 yılında Çanakkale İlköğretmen Okulu'nu bitirerek, yurdun çeşitli yörelerinde öğretmenlik yaptı. 1982 yılında, Çanakkale Merkez İlköğretim Müdürlüğü Yardımcılığına getirildi.
Başarılı çalışmaları nedeniyle, 1989 yılında, Çanakkale'de "Yılın Öğretmeni" seçildi. 1995 yılında, kendi isteği ile emekli olarak Çanakkale Olay Televizyonu Genel Müdürlüğü'ne yatay geçiş yaptı. Daha sonra Ton Tv olarak isim değiştiren bu televizyonda, "Bir Dolu Testi" adı altında, yaklaşık 600 canlı yayın programı yaptı.
Öncelikle tebrikler! 29. kitabınızı yayımladınız. "Avcı Mehmet – Yedi Yaşında Bir Osmanlı Padişahı" fikri nasıl ortaya çıktı? Bu konuyu ele alma nedeniniz neydi?
Altı yüz yıllık bir Cihan İmparatorluğu'nun sosyal yaşantısını incelerken, "Yedi Yaşında Bir Şehzade'nin" bu karmaşa ile nasıl başa çıkabileceğini merak ettim. Üstelik, hep Çanakkale Toprakları'nın önemini ön planda tutan, Seddülbahir ve Kumkale Kaleleri'nin yapım hikâyesi de ilgimi çekmişti.
Tarihî roman türünde yazarken en çok hangi zorluklarla karşılaştınız? Gerçek olayları kurguyla harmanlamak nasıl bir süreçti?
Daha önceden de yazdığım, "Gelibolu Güç Kapısı", "Ey Akdeniz Çelik Yüreklerle Örülü Kapımız Var", "Anafartalar'da Her Sabah Erken" kitapları, Gelibolu Hocahamza Mahallesi Muallimesi olan anneannem Muallime Fatma Hanım'ın kütüphanesinden okuduklarımdan kurgulanmıştı. Ayrıca, şanslı bir torundum. Annem, Azize Kalfa, Gelibolu ve çevre tarihi hakkında bana her türlü açıklamayı yapmaktaydı.
IV. Mehmed, Osmanlı tarihinin en uzun süre tahtta kalan padişahlarından biri olmasına rağmen pek fazla anlatılmayan bir figür. Sizce onun hayatında en dikkat çekici olay neydi?
Kösem Sultan ve annesi Hatice Turhan Sultan'ın, imparatorluğun dünya üzerindeki önemini keşfetmiş olmaları, bunu değerli sadrazamlar seçerek devam ettirmiş olmaları...
Kitapta Hatice Turhan Sultan'ın inisiyatifinden bahsediyorsunuz. Sizce Osmanlı'da kadınların yönetimdeki etkisi genellikle göz ardı mı ediliyor?
Bilhassa Hatice Turhan Sultan, çok zeki ve halkın yapısını anlayabilecek bir inisiyatife sahipti. Köprülüler sayesinde, imparatorluğun bekasını sağladı. Aslında, sadece Osmanlı'da değil, bütün devletlerin kuruluş ve yıkılış hikâyelerinin hep kadınların gücü sayesinde olduğunu, en eski destan "İlyada"nın incelenmesinden de anlaşılabilir.
Araştırma süreciniz nasıl geçti? IV. Mehmed ve dönemi hakkında en çok nerelerden faydalandınız?
Çanakkale Bölgesi toprakları, bence dünyanın en jeopolitik coğrafyasıdır. Mitolojisinden, arkeolojisine kadar bütün kaynaklar bunu anlatır. Kilidülbahir ve Kale-i Sultaniye'yi yaptıran Fatih Sultan Mehmet'in, İlyada Destanı'nı Rumca'dan okuduktan sonra yaptırdığını öğrendiğim zaman, roman kurgumu diğer iki kaleye yönelttim. Kütüphanemde bulunan "Hammer Tarihi" dahil, yaklaşık on bir çeşit Osmanlı Tarihi'ni inceleyerek bu kurgumu olgunlaştırdım.
Osmanlı tarihini anlatırken genç okurlara hitap etmek zor olabiliyor. Siz bu dengeyi nasıl sağladınız?
Anneanneme sorular sorarken, garip bir şekilde, bu topraklar üzerinde tarihte ilk ve tek olan "kırk bir Tarihi Olay"ın hikâyesine şahit oldum. Hemen bunları kaleme aldım. Görselleri ile birlikte, hâlen konuklarıma ve lise öğrencilerine sunumlar yapıyorum. Bu kitabımın baskısı tükendi. İngilizce'ye çevirtip, dünyaya tanıtmak istiyorum.
Kitabınız sadece Osmanlı'nın iç dinamiklerini değil, diğer dünya devletlerinin Osmanlı'ya bakışını da ele alıyor. O dönemde Osmanlı'nın dünya üzerindeki algısını nasıl özetlersiniz?
O dönemde "Dev Bir İmparatorluk" olarak görülen Osmanlı'nın iç dinamiklerinde Cinci Hoca ve Sabetay Sevi gibi dini kullanarak, gücü ele geçirmeye çalışan şarlatanlarla da nasıl uğraşıldığı, bence, dönemimizde bile örnek alınacak bir sosyal olgudur.
Osmanlı tarihine dair yanlış bilinen veya eksik aktarılan bilgiler olduğunu düşünüyor musunuz? Bu kitapla bunları düzeltmeyi amaçladığınız noktalar var mı?
Tabii ki eksik aktarılan bilgiler olduğunu sanıyorum. "Gelibolu Fatihi Şehzade Süleyman'ı" yazarken, bende bulunan on bir ayrı Osmanlı Tarihi'nde, Süleyman Paşa'nın "Lala"sının adına rastlayamadım. Halbuki, Bolayır'daki mezarında 'Lalası' diye yazan bir ayrı mezar taşı vardır. Bu yıl yapılan bir arkeolojik kazıda, mezarının içinin boş olduğu görüldü.
Avcı Mehmed'in çocuk yaşta tahta çıkması sizce Osmanlı yönetimi açısından nasıl bir dönüm noktası oldu?
Olumsuz bir devrin başlamasına neden oldu.
Bu kitabı okuyan bir okuyucu, IV. Mehmed ve dönemi hakkında nasıl bir perspektife sahip olacak?
Bu kitabı okuyan okuyucu, Osmanlı Beyliği'nin "Devlet" olma aşamasına, bu topraklar sayesinde geldiğini ve yine ayrıca, Cumhuriyet'in Temelleri'nin Anafartalar Savaşı sayesinde, yine bu topraklarda atıldığını görecekler ve tıpkı ikiyüz elle üç bin şehit verdiğimiz bu kutsal toprakların değerini daha iyi anlayacaklardır.
Daha önce birçok tarihî esere imza attınız. Sizi tarih yazmaya iten en büyük motivasyon nedir?
Anneannem Muallime Fatma Hanım ve onun yardımcısı, annem Azize Kalfa ve kütüphanesi...
Son olarak, bu kitabı tarih meraklılarına ve genç okurlara nasıl tanımlarsınız? Onları bu romanı okumaya teşvik edecek en önemli nokta nedir?
Dünya artık, mitoloji, arkeoloji ve teknoloji çağı haline geldi. Bu üç bilimi yeniden değerlendirerek incelememiz, bu coğrafyanın ne kadar önemli olduğunu ortaya çıkaracak ve belki de, geçmişimizden geleceğimize önemli planlar yapma fırsatını, jeopolitik açıdan geliştirmiş olacağız...
Teşekkürler...