SÖYLEŞİ: Aslı Kemal Gürbey
Murat Bölük’ün “Yapay Zekâ Gazeteciliği” isimli araştırma kitabı bu
hafta Kalan Yayınları’ndan çıktı. Murat Bölük ile kitap hakkında söyleşi
yaptık. Buyurun söyleşimize…
Merhaba Murat Bey. Yeni eseriniz hayırlı olsun. Öncelikle sizi okurlarımıza tanıtarak başlamak istiyorum. Murat Bölük kimdir?
1986 Çorum Bayat doğumluyum. Lise eğitimimi Bayat’ta, üniversite eğitimimi Kocaeli’de, yüksek lisansımı Aksaray’da tamamladım ve şimdi de doktoraya Ankara’da devam ediyorum. Evli ve 2 çocuk babasıyım.
Basılı ilk eseriniz olduğu için mutlu, heyecanlı ve gurur dolu olduğunuzu tahmin ediyorum. Duygularınızı öğrenebilir miyim?
Benim bir hayalimdi. Bu hayalimi gerçekleştirmemde Kalan Yayınları olarak bana yardımcı olduğunuz için teşekkür ederim. Umarım yenilerini de eklemek kısmet olur ve bu hayata bir eser daha bırakmanın onurunu yaşarım.
Öncelikle sizi bu kitabı yazmaya iten temel motivasyon neydi? Yapay zekâ ve gazeteciliği bir araya getiren bu konuyu ele alma fikri nasıl ortaya çıktı?
Ben hep bir kitap yazmak, sadece yazmış olmak değil de gerçekten faydalı bir eser ortaya koymak istemişimdir. Yüksek lisans tez konum, günümüzün son teknolojisi olan yapay zekâ ile ilgili olunca, yapay zekânın gazetecilik ile olan ilişkisini inceleyerek yeni yeni birikmeye başlayan literatüre “benim de bir katkım olsun” diyerek bastırmaya karar verdim. Danışman hocam Prof. Dr. Selahattin Çavuş da bana bu konuda çok destek verdi. Ona da teşekkürü borç bilirim.
Kitabınızın ilk bölümünde Türkiye’de internetin gelişimi ve yeni medya konularına değiniyorsunuz. Türkiye’nin yeni medya ve dijital gazetecilik alanındaki konumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dünya’da da olduğu gibi, artık Türkiye’de de geleneksel gazetecilik son demlerini yaşamaktadır. Basılı yayıncılığın yerini alan dijital gazetecilik de önümüzdeki yıllarda yerini yapay zekâya bırakacak gibi görünüyor. Tabii ki Türkiye’de süreç biraz daha yavaş ilerlese de, nihayetinde yapay zekâ haber merkezlerinde yerini alacak ve dijital gazetecilik artık başka bir boyuta evrilecektir.
Yapay zekâ gazeteciliği dünya genelinde giderek yaygınlaşıyor. Türkiye, bu konuda küresel gelişmelere ne kadar ayak uydurabiliyor? En büyük eksiklerimiz neler?
Türkiye’de teknolojiye olan yaklaşım önyargılı olsa da, genç nesilde bu aşılmıştır. Geleneksel medyadaki belli bir yaş ortalamasının üstündeki meslek profesyonelleri, yapay zekâya daha önyargılı bakmaktadır. Güvenilmez bulmaktadırlar. Tabii bunun bir de ücret boyutu var. Yapay zekâ uygulamalarının ücretli kullanımı çok pahalı olduğu için Türkiye’de buna bütçe ayırmaya henüz hazır değiller. Sadece çok büyük ajanslar ve yeni nesil dijital yayıncılar bu konuda istekli gözüküyor.
Yapay zekânın gazetecilikte kullanımına yönelik en dikkat çekici güncel örnekler neler? Türkiye’de bu alanda öne çıkan projeler veya girişimler var mı?
Yapay zekâ, günümüzde medya ve iletişim alanında ses klonlamada, görüntü oluşturmada, metin yazmada, redakte süreçlerinde vb. birçok alanda kullanılmaktadır. Şu anda çok iyi kullanıyor diyebileceğim bir örnek yok ya da ben rastlamadım. Hepsi amatör bir düzeyde kullanılıyor diyebiliriz. Ama o günden bu yana değişmiş de olabilir.
Yapay zekâ gazeteciliği konusunda meslek profesyonelleriyle yaptığınız görüşmelerde en sık dile getirilen endişeler neler oldu? Gazetecilerin en büyük korkusu işlerini kaybetmek mi, yoksa etik kaygılar mı daha baskın?
Güvenilirlik, etik sorunu, işsizlik ve menşei dolayısıyla manipülasyon yapabileceği ve tarafsız olamayacağı endişesi hâkim.
Gazetecilikte yapay zekânın kullanımı etik sorunlar doğuruyor mu? Yanlı ve yanlış bilgi üretimi gibi risklere karşı nasıl önlemler alınmalı?
Evet, doğuruyor diyebiliriz. Çünkü günümüzde ünlü kişilerin görüntülerini kullanarak, sesleri manipüle ederek dolandırıcılık yapılıyor. Etik kullanım rehberi oluşturulmalı, doğrulamadan bir haber paylaşımı yapılmamalı. Yine bir haber ve görüntünün doğruluğunu tespit için yapay zekâ ile fact-checking yapılabilir.
Gazetecilikte yapay zekâ kullanımı, haberciliğin tarafsızlığına nasıl etki ediyor? Sizce yapay zekâ gerçekten objektif olabilir mi?
Yapay zekâ, onu yazan zihnin ürünü olduğu için kodlarında ne varsa onu söyleyecektir. Yapay zekânın objektif olmadığından sık sık şikâyet edilse de, ilerleyen süreçlerde bunu başarılabilme ihtimali vardır.
Türkiye’de yapay zekâ destekli gazeteciliğin önündeki en büyük hukuki veya teknik engeller neler?
Türkiye’de yayın kuruluşları buna henüz hazır değiller. Büyük TV’ler ve ajanslarda henüz kullanılmıyor. Kullananlar da kendi çabasıyla bir şey yapmaya çalışan kesimdir. Maddi anlamda bir bütçe ayrılmıyor ve hukuki bir zemin bulamamış olmasından kaynaklı endişe ile yaklaşılıyor da olabilir.
Sizce yapay zekâ gazeteciliği tamamen otomatikleşmiş bir haberciliğe doğru evrilecek mi, yoksa insan gazeteciler her zaman sürecin bir parçası olmaya devam edecek mi?
Kesinlikle evrilecektir. Şu anda bile insan müdahalesi olmadan bir haber yazılıp siteye eklenerek ve sosyal medyada paylaşılabilir. Ancak burada muhabirlik ve alanda yürütülen araştırmacı gazetecilik varlığını koruyacaktır. Ancak gazeteciliğin diğer birimleri, editörlük, çeviri birimi vb. kesinlikle etkilenecektir.
Kitabınızın sonunda yapay zekâ gazeteciliğinin geleceğine yönelik bazı öneriler sunuyorsunuz. Türkiye’de bu alanda doğru bir yol haritası çizmek için atılması gereken ilk adımlar neler?
Yapay zekâ kullanımını öğrenmek gerekiyor. Bu uygulamaları kullanmayan geri kalacaktır. Okullarda da bu uygulamaların eğitimleri verilmelidir. Özel eğitim kursları var ama bunlar şu anda çok pahalı olduğu için bütçesi olmayanları zorlayabilir. YouTube’tan videolar izlenerek kullanımı öğrenilebilir. Türkiye ise yapay zekâ konusunda dünya ortalamasında seyretmektedir. Devletin kadrolarında eğitimde, sağlıkta, hukukta vb. alanlardan yararlanıldığına şahit oluyoruz.
Son olarak, bu kitabı okuyan bir gazeteci ya da gazeteci adayı, buradan nasıl bir bakış açısı kazanmalı? Yapay zekâ gazeteciliği konusunda onlara vereceğiniz en önemli tavsiye nedir?
Yapay zekânın korkulacak bir şey olmadığının farkına varmalıdırlar. Yapay zekâ, onu faydalı bir şekilde kullanan kişiye hem ufuk hem de para kazandıracak, yeni iş imkânları ve yeni yollar açacaktır. Yapay zekâyı haber üretim süreçlerinde kullanmaktan geri kalmasınlar ve kendilerini geliştirecek boyutlarını keşfetsinler.