Selin Yücel: “Kitabım psikolojik derinlikleri de anlatmaya çalışan romantik bir yapıya sahip” - Kalan Basım Yayım Dağıtım (Kalan Yayınları)
Selin Yücel: “Kitabım psikolojik derinlikleri de anlatmaya çalışan romantik bir yapıya sahip”

Selin Yücel: “Kitabım psikolojik derinlikleri de anlatmaya çalışan romantik bir yapıya sahip”

SÖYLEŞİ: Aslı Kemal Gürbey          

Selin Yücel’in “Aşk, Hayat, Oyun” isimli kitabı bu hafta Kalan Yayınları’ndan çıktı. Selin Yücel ile kitap hakkında söyleşi yaptık. Buyurun söyleşimize…

Merhaba Selin Hanım. Yeni eseriniz hayırlı olsun. Öncelikle sizi okurlarımıza tanıtarak başlamak istiyorum. Selin Yücel kimdir?

Öncelikle merhabalar. Ben aslen Malatya doğumluyum, 32 yaşındayım. Normalde havacılık bölümü mezunuyum, fakat sanatsal anlamda ve yaşam koçluğu alanında kendimi geliştirip benliğimi o noktalarda daha net bir şekilde buldum diyebilirim. Ek olarak, sosyoloji lisansını tamamlayıp toplumun aile yapısını ve toplum bilimini daha bilimsel olarak incelemeyi hedefliyorum. Şu anda danışanlarımın ilişkilerinde, evliliklerinde ve yaşamlarında onlara gereken desteği sağlayıp yön göstermek için yaşam koçluğu ve ilişki danışmanlığı yapıyorum.

Öncelikle tebrikler! İlk kitabınızı yayımladınız. “Aşk, Hayat, Oyun” nasıl bir yolculuğun ürünü? Yazma süreciniz nasıl başladı?

Teşekkür ediyorum. İlk olarak bu kitap hakkında şunu söylemeliyim ki kitabım tamamen kurgusal. Kahramanları ve oluşumları, gerçek kişileri ve kurumları barındırmamakta, ama aynı zamanda yaşamdan da izler içermekte. Bu sürecin nasıl başladığına gelecek olursak, dinleyerek başladım demek en doğru tanımlama olur. Özellikle kadınları dinledim: ne bekliyorlar, ne istiyorlar, nasıl yollar deniyorlar, nasıl hatalar yapıp pişman oluyorlar, hamlelerini nasıl sergiliyorlar… Bunların hepsini dinledim ve gözlemledim. Nereye gidersem gideyim, kadınları ve erkekleri gözlemledim. Hareketlerini, tavırlarını, bakışlarını… Hep bir oyun içinde olduklarını gördüm ve bu oyunları yazmak istedim.

Kitabın adı oldukça çarpıcı: “Aşk, Hayat, Oyun”. Bu üç kelime, kitabın ana fikrini nasıl yansıtıyor?

Aşk ve sevgi, kişinin yaşamdaki en temel ihtiyaçlarından biridir. Hayatın içinde doğru aşkı, bir satranç oyunu gibi doğru hamlelerle bulabiliriz ya da hayatımıza uygun olmadığını görebiliriz. Bu oyun sonunda kazanan ya da kaybeden taraf, aslında kişinin aşk olgusuna göre de değişir. Bu yüzden kitabımın adı “Aşk, Hayat, Oyun”.

Tiyatro ve kamera önü oyunculuğu eğitimi almışsınız. Bu eğitimlerin yazım tarzınıza ya da karakterlerinize bir etkisi oldu mu?

Evet, ufak ama büyük etkiler uyandıran oldu. Bu eğitimlerde etrafımızdaki insanları gözlemleme şeklinde dersler aldık. Yani ilk sorularda bahsettiğim gözlemleme huyum buradan gelmekte.

Aynı zamanda yaşam koçu ve ilişki danışmanısınız. Mesleğinizin kitabınıza yansıyan yönleri var mı?

Kesinlikle var. Kitabım zaten ilişkiler üzerine yazılmış bir kitap ve sevgi ihtiyacını tamamlamaya çalışan kadınlarımızın ufak ufak hikâyeler ile aşk ilişkilerindeki hamlelerini anlatmakta. Bu da ilişki danışmanlığımın bana getirdiği bir yön.

Kitabınız daha çok hangi türde değerlendirilebilir? Romantik, psikolojik, dramatik veya felsefi bir yönü var mı?

Tam olarak psikolojik diyemeyiz. Fakat psikolojik derinlikleri de anlatmaya çalışan romantik yönleri var diyebiliriz. Daha çok romantik yöne yatkın.

Kitabınızdaki karakterleri oluştururken ilham aldığınız gerçek kişiler ya da yaşanmış olaylar var mı?

Hayır, yok ama var da. Bunu şu şekilde izah edecek olursam: Boran’dan örnek vereyim, hayal ürünü ama aynı zamanda hayatın içinden bir karakter aslında. Bunu daha derinlemesine açacak olursak, Boran gibi adamları mutlaka tanıyanlar vardır. Ya da Esmer gibi kadınları. Aslan karakteri kesinlikle hayal ürünü, ama hayatın içinde isimler farklı birçok tipleme var bu şekilde. İlham aldığım kişiler ya da olaylar yok, ama hayatın kendisinden ilham aldım demek çok doğru olur.

Yazarlık çocukluk hayalinizmiş. İlk romanınızı yazarken sizi en çok zorlayan ve en çok motive eden şey ne oldu?

Hikâyeleri derinleştirmekte zorlandım. Senaryo da yazıyorum ben, hatta benim ikincisini yazdığım ama ilk senaryosunda onay aldığım çekime hazır bir filmim de var. Kitap yazmak, senaryo yazmak gibi değil. Senaryoda her ayrıntıyı veriyorsun, kitapta bu konuda acaba’da kaldım. Ama benim kitabım örneklerle aşk hikâyelerini anlattığı için en son derinleştirmemeye karar verdim.

Günümüzde aşk ve ilişkiler, dijitalleşen dünyada çok farklı bir boyut kazandı. Kitabınızda modern ilişkiler üzerine bir bakış açısı sunuyor musunuz?

Kitabımın içinde bununla ilgili bir yazı da var. Bununla ilgili bir bakış açısı sunmuyorum hikâyelerimde, ama modernleşmenin yanlış anlaşılarak kaybedilmek üzere olan aile kurumunun yapısının önemi anlatılmakta.

Okurlarınız, bu kitabı bitirdiklerinde hayat, aşk ve belki de “oyun” hakkında nasıl bir hisle ayrılacaklar?

Bu üç kavramın hayatta bir bütün olduğunu ve hamlelerini hayatlarına uygun şekilde nasıl atabileceklerini görecekler. Tabii ki bunu sadece birkaç hamle şeklinde öğrenecekler. Bütün hamleleri öğrenebilmek için bir ansiklopedi yazmam gerekir.

İlk kitabınız yayımlandıktan sonra yazmaya devam etmeyi düşünüyor musunuz? Yeni projeleriniz var mı?

Açıkçası benim ilham perilerim bitmez, yazmaya devam ediyorum. Ama ilk kitabıma gelen eleştirilere göre yazım şeklimi değiştirebilirim. Okuyucuların nasıl bir dil istediğini de görmem gerekir. Bu yüzden beklemem gerekiyor.

Son olarak, bu kitabı okuyacak olanlara tek bir cümleyle ne söylemek istersiniz?

Aşk oyununu yanlış oynayanlar yüzünden oynamaya korkmasınlar, ama doğru zamanda doğru kişi ile ve doğru hamleler ile…