Kitap Hakkında
İlk bölüm, Sinemanın
özdüşünümselliğine derinlemesine bir giriştir. Bölümler arası ilerledikçe
sinemanın kendi hafızasını nasıl yarattığına dair farklı bakış açıları ele
alınmıştır. Bu süreç karmaşık olsa da bölümler arası ilerledikçe sinema
ve hafıza arasındaki etkileşimi açığa çıkarır ve bu ilişkiyi daha yakından
anlamamıza olanak tanır. Bu anlamlandırma girişimi Sinema ve Gelenek
arasındaki bağlar aracılığıyla görünür olur. Sinemanın geleneksel sanat
biçimlerine nasıl bağlı kaldığı, geleneksel anlatı özelliklerinden ne şekilde
farklılaştığı ve geleneksel sınırlarını nasıl yeniden tanımladığı kitabın
incelediği konular arkasındadır.
Ancak, bu keşfi daha
da çekici kılan şey, ikinci kısımda 1980 sonrası Türk sinemasını merkeze
almasıdır. 1980'ler, Türkiye için birçok açıdan dönüştürücü bir dönemdir.
Politika, toplum ve sanat alanlarında önemli değişiklikler yaşanmıştır ve
sinema bu bağlamda bir istisna değildir. Yeşilçam'ın Kendi Geçmişine Bakışı,
endüstrinin kendi tarihini ele alarak geçmişini anlamaya ve geleceğini
tanımlamaya çalıştığı duygusal bir anlatım sunmakla birlikte aynı zamanda
düşündürücüdür.
Yönetmenin
Özdüşümselliği başlığı, kameranın arkasındaki yaratıcı zihinlere derinlemesine
bir bakış açısı gerektirmektedir. Bu süreç film üreticilerinin sadece hikâye
oluşturmakla kalmayıp, hikâye yaratma sanatı üzerine düşündükleri bilişsel
süreçlerin de bir yansımasıdır. Sinemada sektörel sorunların işlendiği son
bölüm ise sinema endüstrisinin zorluklarına ve ayrıntılarına gerçekçi bir bakış
sunar. Bu bölüm sanatın ötesinde zorluklar ve engellerin olduğu bir dünyanın
varlığına işaret ederken, buna rağmen hikâye anlatma tutkusunun devam ettiğine
dair bir hatırlatma niteliği taşımaktadır.
Sinema Sinemaya Ayna
Tutuyor: 1980 Sonrası Türk Sinemasında Özdüşümsel Yansımalar sadece bir kitap
değil; bu bir ayna. Okuyucuların ekrandan, hikâyelerin ötesine ve sinemanın
kalbine bakmalarına olanak tanıyan bir ayna... Bu ayna sadece seyirciler için
değil, Türkiyede sinema ile uğraşmak isteyen herkes için içgörülerle dolu bir
yansıma yapmaktadır. Bu yansıma filmlerin evrensel dilini anlamak için benzersiz
bir mercek sunan filmlerin varlığı sayesinde gerçekleşmektedir.
Sayfaları çevirdikçe,
bu yolculuğun sizi sadece sinemanın geçmişine değil, sinemanın eleştirdiği,
incelediği ve kutladığı meta-dünyaya götürmesine izin verin. Bu kitabın, tüm
yansıtıcı ihtişamıyla sinemanın gerçek ruhunu anlamamız için bir rehber olması
dileğiyle...